Kızlığımı bir İspanyol bozdu, (Ex) Kocam Değil

Selam. Adım Müge, 26 yaşındayım. Ölçülerim 85/62/88. Boyum 1,74 ve 55 kilo ağırlığındayım. Dulum, başımdan 6 aylık bir evlilik geçti ve çocuğum yok. Şu an ailemden yalnız Germersheim diye küçük bir şehirde yaşıyorum. Sizlere başımdan geçen olayları anlatmak istiyorum.

Geçen sene, (Ex) kocamdan ayrıldıktan sonra, kafamı dinlemek için iki haftalık tatil yaptım. Tatilimi özellikle Türkiyede geçirmek istemedim, çünkü başımdan geçenleri, akrabalarıma tek tek anlatmak derdine düşmemek için. Yani kısacası üzerimdeki stresi atmak için.

Evliliğimden biraz bahsetmek istiyorum. (Ex) Kocam Rifat ile Landau’da bir Diskoda tanıştık. Çok çabuk bir zaman içinde birbirimize yaklaştık. İlk 2 ay içinde çok şeyi birlikte yaşadık ve ben ise gerçekten mutluydum. Rifat’a güvenim gitgide artıyordu. Aşık olmamıştım ona, ama seviyordum. Aşık olmanın çok daha farklı bir şey olduğunu biliyorum.

Neyse üçüncü ve dördüncü aylarımızda Rifat bana evlenme teklif etti. Ben ise kabul etmedim. Gerekçemi sorarsanız (ben halen mantıklı olduğunu düşünüyorum), bu kısa tanışmadan sonra böyle büyük bir adım atmak istemedim. Rifat bana kızmadı, çok anlayışla karşıladı beni. Arkadaşlığımızın beşinci ayından sonra güzel bir Restoran’a götürdü beni. Orda gerçekten şahane bir ortamda yemeğimizi yedik ve birer kadeh kırmızı şarap içtik. Rifat tüm cesaretini toplayarak, tektaş yüzükü çıkardı ve busefer çok romantik bir şekilde yine evlenme teklifi etti.

Onu kucakladım, bir şey söyleyemedim. Onu çok seviyordum, ama korkuyordum doğruyu mu, eğriyi mi buldum diye. “Pişman olmazsın, sana çok iyi bir koca olacağıma söz veriyorum.” dedi. Ben de, “Ozaman, Evet!” dedim. Evlendik, ailelerimiz tanıştı, hatta iyice sıkı fıkı oldular. Evliliğimizin üçüncü gününde (balayına hazırlanıyorduk) aldattı beni, şerefsiz herif. Şükür ki elini elime sürmemişti, halen bakireydim.

Aileme bu olayı nasıl aktaracaktım bilmiyordum. Cesaretimi toplayarak Baba evine geri döndüm. Babam, annem çıldırdılar. Yapılacak bir şey yoktu, olan olmuştu. Onlara yalnız halen kızoğlankız olduğumu söylemedim. Neyse daha öncede söylediğim gibi, kendime küçük bir daire tuttum, aileme yakın bir yerde kalıyorum. Kafamı bu olaylardan dağıtmak için bir İspanyol adasına (Mallorca’ya) tatile gitmeye karar verdim.

Bu arada, halen sikilmemiş olmak, 26 yaşında bir kız için ne demektir bilirmisiniz? Amım kaynıyor adeta. Kendime, yani vücuduma çok sağlıklı bir şekilde bakarım, sporumu düzenli bir şekilde yaparım. Ayrıca, ne olur ne olmaz hesabı: Amım, götüm, bacaklarım her zaman ağdalanmış bir vaziyette tertemizdir, kaymak gibidir!

Tatil biletini almaya giderken, Semra adında çok tırlak bir kız arkadaşımla karşılaştım. Tam erkek hastası bir kızdır, önüne gelen, iyi kötü, çirkin yakışıklı, erkeklere laf atar, ayarlamaya çalışır. Tatile gitmek istediğimi duyunca, hele hele Mallorca’ya gideceğimi işitince, kendi kendine rüyalar kurmaya başladı, “Ne yakışıklı erkekler vardır orda, uzun yaraklı, kıllı, sünnetsiz sikli yabancı erkekler. Hep öyle birine siktirmek istemişimdir zaten…” diye kendinden geçiyordu. Bu ara, ne yalan söyleyeyim, benim amım ıslanmaya başlıyordu.

Semra, “Beni de yanında götürürmüsün?” diye sordu. “Sana hiç hayır diyebilirmiyim, Semra?” dedim. Tırlak Semra uçuyordu mutluluktan, çünkü bugün işyerinde son günüymüş zaten. 15 gün tatile çıkıyormuş. Benimle birlikte bir bilet te ona aldık. Ertesi gün hemen uçacaktık. Semra: “Hadi gel, üstümüze başımıza biraz bir şeyler bakalım.” diye bir teklifte bulundu. “Ya, ben gelmeyeyim.” dedim. Israrına dayanmak mümkün değil Semra’nın. Kıyafet seçerken bile, soyunma odasının perdesini bile kapatmaz Semra, o kadar tırlak. Uzun lafın kısası, alış veriş’i yaptık. “İstersen bana gel, birşeyler içeriz.” dedim ona. “Olur!” dedi.

Eve geldiğimizde sanki defile yapar gibi, Semra aldıklarını deniyordu. Bu ara, Semra da çok alımlı, yaklaşık benim ölçülerimde, 28 yaşında, bekar bir kız. Daha doğrusu kız olup olmadığından şüphe ediyorum, kesin bilmiyorum ama. Benim başımdan geçenleri o biliyordu zaten, her zaman teselli etmeye çalışıyordu. Arkadaşlığına laf yok, çok mert bir kızdır. Kahvemizi içtikten sonra, müsade istedi Semra. Ben de, “Kalsana kız…” dedim. “Valla bilmem ki…” diye cevap verdi. Sonra da, “Evimi dün toparladım gerçi.” deyince, ben, “Oldu bu iş!” diyerek sevindim.

Biraz laklak’tan sonra ikimiz de kanepeye uzandık televizyon izliyorduk. Düzgün bir film de yoktu o akşam. “Bende eskiden kalan bir pornofilm var, izleyelim mi?” diye sordum. Tırlak Semra, “Kız tabi izleyelim deli, ben severim!” dedi. Neyse koyduk filmi. Zenci herifler sarışın kadınları amından götünden dağıtıyordu. Semra çıldırıyordu, “Kızım baksana, umarım bize de nasip olur tatilde…” diyordu. Daha sonra üzerindekileri çıkardı ve amıyla oynamaya, okşamaya başladı. Semra da kılsız amlıydı. Tertemiz amı loş ışıkta parlıyordu bana karşı.

Affalladım tabiki, “Sen iyimisin, Kız?” diye sordum. Cevabını düşünebilirsiniz herhalde -> (inleyerek) “Çok iyiyim!” dedikten sonra, “Sen niye dikiliyorsun, soyunsana?” diye o bana sordu. Yalan söylemeyi sevmem, o kadar etkilenmiştim ki Semra’nın amını görünce, bir taraftan filmdeki o zenci yaraklar, ıslandım resmen. Semra’nın dediğini yaparak, üzerimdekileri çıkardım ve Semra’nın yanına uzandım. Elim amıma kaydı, Semra gibi bende okşamaya başladım. Gittikçe kendimizden geçiyorduk ikimiz de. Gözlerimi kapattım, doruk noktasına doğru yaklaşıyordum. Birden Semra’nın elini benim amımda hissettim. Gözlerimi açmadım, çok hoşuma gitmişti. Devam etmesini istiyordum…

Semra amımı biraz parmakladıktan sonra, birden dilini hissettim amımda. O kadar tarifsiz güzel bir duyguydu ki sizlere anlatamam. Daha önce hiç kimse amımı yalamadı. Diliyle beni çıldırttı Semra, birden boşaldım, zevkin zirvesindeydim. Semraya öpücük kondurdum dudaklarına, “Kız o kadar sene arkadaşız seninle, bunu neden şimdiye kadar hiç yapmadık?” diye sordum. “Biraz sen de benim gibi cesaretli olsaydın, şimdiye olurdu…” diye karşılık verdi. Dudaklarım onun memelerine kaydı, dilimle memelerinin ucunda oynuyordum. Sonra hafif hafif ısırıyordum. Semra’nın memeleri benimkinden iridir. Bir erkek olsaydım, kesin benimkileri değil, onunkileri tercih ederdim. Ellerimi iyice dolduruyordu memeleri.

Göğüslerinden sonra indim göbeğine. Semra salıverdi kendini, uzandı yine kanepenin üstüne. Göbeğinden doğru amının küçük diline dokunduğumda Semra derin bir, “Ohhhh!” çekti. Önce bir parmağımı, daha sonra iki parmağımı amına kaydırıyordum, aklıma geldi, “Sen bakiremisin kız?” diye sordum. “Kızlığımı sporda kaybettim, ama malesef henüz bir yarak girmedi amıma.” diye tırlak bir cevap verdi yine. Ardından, “Ya sen?” diye o bana sordu. “Ben halen delinmedim! Bakireyim!” dedim ona. “O zaman iyiki ben parmaklarımı köküne kadar sokmadım.” dedi, ve gülümsedi. Tekrar parmaklarımı tükürükledim ve ard arda soktum parmaklarımı Semranın daracık amına. “Keşke o parmaklarının yerine kocaman bir yarak olsaydı…” diye inliyordu Semra.

Hem dilimle, hemde parmaklarımla yavaş yavaş kıvamına getirdim Semrayı. Masanın üstündeki su şişesini gördüm, onu aldım ve ucunu tükürükleyerek yavaşca Semranın deliğine soktum. Semra önce soğuk olduğu için şaşırdı, daha sonra hoşuna gitti. “Ne orospusun sen, nerden geldi aklına kız?” diye sordu. “Erkek olsam seni öyle bir sikerdim ki, azgın orospu seni…” dedim, “Amını da sikerdim, götünü de…” dedim. Bir şiddetle doruğa gelen Semra birden titreyerek boşaldı.

Birbirimize sarılarak, bitmiş bir halde kanepede uyuya kaldık. Sabah ben kalktığımda, Semra halen mışıl mışıl uyuyordu. Bir öpücükle uyandırdım onu: “Hadi toparlan duşunu al, sonra sana gidelim ve bavulunu hazırlayalım, yoksa uçağa geç kalırız.” dedim. “Ha, kız ben nerdeyse bizim süper tatili unutmuştum.” diye bir sevinçle kalktı yataktan tırlak şey. Şarkı söyleyerek duşunu alıyordu. Sonra beni çağırdı yanına ve sordu: “Pişman değilsin, değil mi?” dedi. “Salak şey, aynı bir erkek gibi konuştun.” dedim. “Nasıl? Acıttım mı cicim?” diye dalga geçiyordu benimle. Gülüşerek evden ayrıldık. Doğru Semraya gittik. Bavulunu hazırladık, pasaportunu aldık ve çıktık. Gerçekten çok temizdi Semra, evi pırıl pırıl idi.

Frankfurt Hava Limanına geldiğimizde, erkeklerin poposuna bakan Semra muzurluğunu devam ettiriyordu. Daha sonra valizlerimizi verdik, saatimiz yaklaştı ve uçaga bindik. Uçakta iki sıra vardı, her sırada üçer koltuk. Tabiki ikimiz yanyana oturduk. Daha sonra çok yakışıklı bir genç delikanlı (tahminen yaşça bizden küçüktü), yanımıza oturdu. Hemde direk Semranın yanına ve “Hallo!” dedi. Semra da, “Hallo, nice boy!” diye hemen balıklama atladı. Dürtsemde, beni pek takmıyordu. Herifin ağzına girecekti nerdeyse. Çocuk nerden bilsin bizim Tırlak Semrayı. Sohbetleri iyi gidiyordu, ben ise biraz kestirdim. Uçak biraz tutarda beni…

Uyandığımda uçak tam inme pozisyonuna geçmişti. Birkaç dakika sonra indik ve o güzel adada güneşli bir havada, bavullarımızı almaya gelmiştik terminale. Bizimle birlikte uçan çocuk ve Semra halen laklak yapıyorlardı. Tesadüf olacak ya, o bizimle uçan çocuk bizle birlikte aynı Otel’de kalıyormuğ. Semra bu herife kesin takar, diye düşündüm kendi kendime. Neyse otele geldik, ikimiz aynı odada kalıyoruz bu arada. Semra çocukla randevüleşmiş bile, akşam yemeğini beraber yemek istediklerini söyledi.

Biraz dinlendik, akşam yemeğinde üçümüz buluştuk ve yemeğimizi afiyetle yedik. Semra, “Diskoya gidelim mi?” diye sordu. Ben yorgun olduğumu, biraz Bar’a takılacağımı söyledim. Onlara iyi eğlenceler diledim. Semra’ya, “Kızım burası Türkiyeye benzemez, dikkatli ol!” dedim. “Tamam kız, merak etme sen, ben zaten alkol almam pek, aklım yerinde!” diye cevap verdi ve sonra ayrıldılar.

Dediğim gibi Bar’a takıldım. Barmen çok komik, usta ve aynı anda çok yakışıklı bir erkekti. Tahminen 30 yaşlarında, 1.80 boyunu geçkin, sportif ve atletik vücuda sahipti. Aklımdan neler geçiyor bilseniz. Amım yine yavaş yavaş sulanmaya başladı. Acaba kızlığımı yabancı biri mi bozsun diye sorularla meşguldü kafam. Barmen ne içmek istediğimi sordu. Zaten otelden ayrılmayacağımı düşünerek, “A Campari orange, please.” dedim. İçkim geldi, teşekkür ettim. Barmenin gözünü benden ayırmadığını farkettim. Çekingen olsa gerek, hiç laflamak istemiyor gibi bir hali vardı. Sonradan öğrendim, ses tellerinde arıza olduğu için fazla konuşamıyormuş. “Buralımısınız?” diye sordum (İngilizce tabiki). Cevabı kafa sallamak oldu. Ne kibirli diye düşündüm kendi kendime.

Beni izleyen başka bir kadın, “He cant speak.” dedi, konuşamadığını anlattı. Hatta kısaca bana Barmenin özgeçmişini anlattı. Önceleri çok iyi bir müzisyen ve şarkıcıymış. Sonra ne olduysa artık, ses telleri zarar görmüş. Yazık, üzüldüm delikanlıya. Deminki azgın fikrimi tekrar düşünerek, (Niye beni konuşamayan biri sikmesin?) dedim kendi kendime.

Barmenin beni gözleri ile süzmek istediği zamanlar ben de ona gülümsemeler atıyordum. Hoşuna gitmiş olmalı ki, içkimi ben bitirir bitirmez yenisini getirip koydu önüme. Parmağımla ‘Yaklaş!’ işareti yaptım. Barın üstünden eğildi bana doğru. Bir muzurluk yapıp öptüm dudaklarından. O kadar tatlı dudakları, benim dudaklarıma batan 3 günlük sakalı ile birlikte muhteşem birşeydi. Kendini geri çekemeyen Barmen birden şaşırdı. Gözlerime derin ve uzunca baktı. Ne istediğimi anlamıştı. Aradan baya vakit geçti, Bar’ın kapanma saati geldi. Barmen’e, “Benim odama gelirmisin, işin bitince?” diye sordum. Evet şeklinde kafa salladı.

Çıktım odama, ama heyecandan ne yapacağımı bilmiyorum. Adamı resmen Seks’e davet etmiştim. Hemen duşun altına girip, o sıcaktaki terli halimden kurtuldum. Geceliğimi giydim, makyaj yapmadım. Televizyonun karşısına geçtim ve istirahat etmeye başladım. Aradan bir saat geçince kapım çalındı. Kapıyı açtım, karşımda O, ama çok şık ve yakışıklı bir halde. İşten sonra O’da kendine bir bakım çekmiş ve çok şık giyinmiş. Elindeki bir tane gülü bana takdim etti. Tanrım bu erkek ne romantik böyle, yoksa çocuk aşık mı oldu bana?

Koltuğa oturduk, Barmenlik sırası bendeydi. “Ne içersin?” diye sordum. Cevap veremeyeceğini bildiğim için, minibarın kapısını açtım ve ona gösterdim. İşaret ederek Sekt şişesini gösterdi. Ben iki bardağa doldurdum Sekt’i. Tokuşturduk ve birbirimizin gözlerinin işine baka baka yudumladık içkilerimizi. Gerçekten fazla dayanamıyordum ve yine derin bir öpücük kondurdum dudaklarına. Sıkıca sarılıyordu bana, kendimizden geçmiş bir halde öpüşmeye başladık ve bu rahat 5 dakika sürdü zannederim. Çünkü ardından başım dönmeye başladı. Yavaş hareketlerle geceliğimi üzerimden çıkardı. Önünde çırılçıplak duruyordum. Göğüslerimin uçlarına dili ile küçük darbeler atıyordu. Sonra emmeye başladı onları. Elleriyle sıktırıyordu onları. Çok etkilendim. Amımdan sanki sular akıyor zannediyorum.

Göğüslerimden aşağıya önce göbeğimin etrafını, daha sonra amımın traşlı olan bölgesini sonrada klitorisimi diliyle uyarıyordu. Bir yandan gerçekten amımdan akan suları sanki Sekt’miş gibi yalayıp içiyordu. Hatta dilini amımın içine sokup gezdiriyordu. Boşalmama az kalmıştı onu az geri ittim. Şaşırmış halde bana bakıyordu. Bu sefer ben onu soymaya başladım. Onu da karşımda çırılçıplak vaziyete getirdim. Göğsünden başlayarak memelerinin uçlarına dilimle darbe atarak, aynı şekilde ben de onu mutlu etmeye çalışıyordum. Yavaş yavaş aşağılara indim ve onun yarı kalkmış müthiş kalın siki gözlerimin önündeydi.

Elimle sikini önce biraz sıvazladım. Büyüdükce büyüyordu çocuğun siki. Tam kalkık vaziyete gelince ağzıma aldım sikini. Daha önce hiç bir erkeğin sikini ne öptüm ne yaladım. Sadece Pornofilm’lerde izlediklerimi biliyordum. “Ohhhhh!” diye bir ses çıktı ondan. Hem yalıyordum sikini, hemde elimle 31 çekiyordum ona. Beni aldı ters çevirdi üstüne. 69 pozisyonuna geldik. O benim amımı ben onun sikini ve kocaman boğa taşaklarını yalaya yalaya birbirimizin suratına boşaldık. Kendimi zor tuttum bağırmayayım diye. Öylece bir dakika kaldık, sikinden son damlasına kadar emdim onu. O da yalaya yalaya kuruladı amımı. Önce ben, ardındanda O duşa gittik, güzelce temizlendik.

Tam koltuğa geçtik ve beraber televizyon seyrediyorduk, kapı çalındı. Eyvah, dedim kendi kendime. Ben Semra’yı tamamen unutmuştum. Mecburen kapıyı açmak zorundaydım. Açtım, karşımda Semra’yla o uçakta tanıştığı çocuk dikiliyordu. Beni öyle gecelikli ve odada yabancı bir erkek olduğunu görünce, “Ne iş?” diye sordu. “Senin amın yarrak istiyor da, benimki isteyemez mi?” diye cevap verdim. “Helal olsun, kız!” dedi. “Niye damdan düşer gibi geldiniz hemen erkenden, daha o iş olmadı tam…” diye Semra’ya durumu anlatmaya çalışıyordum. “Kızım, ya ben nerde sikişeyim?” diye cevap verdi.

Bu ara birbirilerimizi tanıştırmak için bir davranışa geçtim, ama ne beni yalayan çocuğun, ne de Semra’nın uçakta tanıştığı çocuğun ismini biliyordum. Öyle bir mahçup hissettim ki kendimi. Semra, “Come on, Mike. This is Müge, my best girlfriend, and this is ….” dedi ve durakladı. Bu ara benim Barmen çocuk kalktı ve bir kağıda ‘Carlos’ diye yazdı ve onlara gösterdi. Böylece beni demin yalayan adamın ismini de öğrendim. “Ozaman hepimiz beraber odadayız bu gece, galiba?” dedim. Semra, “Kız gel grup sikişi yapalım, seninki de pek atletikmiş, iyi siker bu kesin!” diye yine tırlatmaya başladı. Tırlakta olsa bu fantaziyi düşünerek, “Onlar da isterse olur, bence bir sakınca yok!” dedim. Semra da, “Anlarız şimdi kızım, birazdan ben seninkine yaklaşıp öpmeye çalışırım. Sen de aynısını benimkinde denersin. Yalnız aynı anda olmalı. Eğer ikisinden de ses çıkmazsa, olur bu iş bence!” dedi.

Plan, niyet belliydi. Aradan yarım saat geçti, herkes gülüp eğlenmesindeydi. Semra gitti benimkinin yanına oturdu. Ben de görevimi biliyordum, ama onun kadar tırlak değildim ki. Neyse çekinerek yaklaştım Mike’ın yanına. Baktım tam Semra benimkini yakalamış, ben de Mike’ı çektim kendime doğru. Aynı anda hem Semra hem ben görevimizi yaptık. Hemde başarı ile, çünkü ne Carlos nede Mike dudaklarımızdan alamadılar kendilerini. Hemen Semra daha ileri giderek çöktü Carlos’un önüne ve sikini çıkardı külodundan. Birden, “Bu ne, kız?” diye çok şaşırdı Carlos’un sikini görünce. “Kolay gelsin, sana!” dedim ben de bunun üzerine. Ben de Mike’ın sikini okşamaya başladım. Pek küçük sayılmazdı, ama Carlos’unkinin yanında bebekti. İndim Mike’ın önüne ve ben de başladım onun sikini yalamaya. Aradan biraz geçtikten sonra, “Semra kız, ilk ben sikişmek istiyorum Carlos’la, demin sadece yalattırdım ona…” dedim. Semra ise, “Olur, ama sonra yine değişiriz…” diye söylendi.

Semra Carlos’un sikini tam demir gibi hazırlamıştı. Carlos’un önüne domaldım ve bacaklarımı ayırdım. Carlos ustaca ellerini tükürükledi ve amımın kaygan olup olmadığına baktı. Sikinin başını yerleştirdi. Ağır ağır sokup beni çıldırtıyordu. Bakire olduğumu nasıl anlatacam herife, kendimi acıya karşı şartlandırdım. “Sik beni Carlos!” diye haykırdım. Carlos yavaş yavaş sokmaya çalışıyordu, ama siki kalın olduğundan zorlanıyordu. Birden sokmasını istedim. Kalçalarımı tuttu ve birden geçirdi o koca yarrağını amıma. Elimde olmadan, “Ahhhhhh!” diye bağırdım. Amımdan kanlar geliyordu. Carlos’a, “Boşver, devam et!” desemde, o çok şaşırdı. Herhalde ilk defa bir bakireyi sikmişti, daha önce kimsenin kızlığını bozmamıştı galiba. Yüz ifadesi onu gösteriyordu.

Carlos’un siki içimi öyle bir dolduruyordu ki, süper bir histi. Sonra kalçalarımdan tuttu ve beni seri bir şekilde sikmeye başladı. Tam 25 dakika çılgınlar gibi sikişmişiz. Carlos pilimi tamamen bitirdi benim. Sonra birden bir patladı ki, tam götümün üstüne. Biryandan kalçalarımdan dölleri akıyordu, bir yandan da bacaklarımdan aşağı kanlar sızıyordu.

Dönüp Semra’ya baktığımda, onların yatağı da kandan geçilmiyordu. (Meğer Semra da bakire imiş bu ana kadar, ve bana hava atmak için yalan söylemiş, tırlak). Mike Semra’yı sert sert sikerken, Semra bana bakıp gülüyordu. Ben de gülerek, “Ne tırlaksın sen, kaltak!” dedim. Birden Mike sikini Semra’nın amından çıkarıp göbeğine fışkırttı döllerini.

Erkeklerden izin istedik, biz kızlar önce yıkanacaktık, sonra onlar. Tamam işaretini aldık ve Semra ile duşa girdik beraber. Ben Semra’yı iyice köpüklü sünger ile yıkıyordum, Semra da beni. Semra’nınki muzurluk değil mi: “Amını ben yıkayacam!” dedi. Güzelce temizledi, ama bu arada beni yine uyardı. Suyun altında yalamaya başladı amımı. Ben yine kendimden geçiyordum. Diliyle beni bitirdi, çıldırttı. Ve öyle bir bağırıyordum ki, boşalırken, hemen Carlos ve Mike geldiler Banyoya. Duşta bizi mutlu görünce, onlar da durumu anlayıp, güldüler.

Biz temizlenip hemen çıktık, onlar girdi duşa. Biz odada Semra’yla sohbete başladık, daha neler yapabileceğimizi planlıyorduk. Bir bağırma duyduk duştan. Gidip baktık hemen. Muzurluk değilmi, onlarda birbirilerini mutlu etme çabasındaymış gibi yapıyorlarmış. Ama Gay olmadıkları için, sadece şaka imiş. Onlar da mis gibi kokuyorlardı banyodan geldiklerinde. Biraz muhabbetten sonra, oyun oynamaya karar verdik. Semra bir kart oyunu getirdi. Ben Carlos’la birlikte oldum, Semra da tabiki Mike ile. Kural basitti: kaybeden çift, öteki çifti bir çekilde mutlu edecekti. Aradan yaklaşık bir saat geçti, oyun sona erdi. Biz kazandık, yani Carlos ile ben.

Pislik değil mi, ben Mike’ten götümü sikmesini ve aynı anda Semra’nın da Mike’in taşaklarını yalamasını istedim. Carlos ta Semra’yı aynı anda amından sikecekti. Herkes mutlu bir şekilde onayını verdi. Başladık birbirimizi azdırmaya, bir şekilde herkes te hazırdı. Erkeklerin sikleri saplamaya hazır demir mızrak gibi olmuş. Ben domaldım yere ve Mike’e işaret ettim, “Come on, fuck my ass!” dedim. Hiç ikiler mi, benim götümü yalayarak hazırladı (bu arada ilk defa götten sikilecektim, onun için de Mike’ın sikini tercih ettim, ne olur ne olmaz hesabı!).

Hemen banyodan bizim kremlerden birini alarak sikini iyice kremledi, biraz da büzüğümü kremledi. Sikini dayadı götüme, yavaş yavaş bastırmalarla soktu sikini götüme. Biraz acıdı girerken tabi, ama hiç bazı kadınların abarttığı kadar kötü değildi. Biraz daha sokarak yarısından fazlasını soktu götüme. Bu arada hep git gel yaparak ağır ağır alıştırdı. Daha önce tatmadığım için pek zevkli olacağını tahmin etmiyordum. Sadece erkeklerin çok hoşuna gittiğini zannediyordum. Öyle güzel zevk aldırıyordu ki bana Mike, anlatamam. Amdan sikilmek kadar olmasada çok hoşuma gidiyordu.

Semra geldi sırtüstü Mike’ın altına yatıp onun taşaklarını yalıyordu. Bir eliyle de benim amımı okşayarak, beni dahada çıldırtmanın peşindeydi. Sonunda bu manzarayı gören Carlos ta çöktü yere, Semra’nın bacaklarını ayırdı ve amını yalamaya başladı. Hepimiz zevkten uçuyorduk ve orgazm oluyorduk. Henüz Carlos Semra’yı sikmemişti, ama hepimiz zevkten dörtköşe idik. Mike ile ben temizlenip koltuğa geçtik. Semra’yı domaltan Carlos, arkadan sikini öyle bir soktu ki amına, Semra’nın daracık amcığı yırtıldı sandım. Öyle bir inliyor, bağırıyordu Semra…

Bu inleyişi duyan Carlos daha da şiddetli şekilde sikinin tümünü geçirmeye çalışıyordu Semra’nın dar amına. Aradan bir dakika geçmemişti bile, Carlos öyle bir patladı ki Semra’nın sırtına, dölleri her yandan dağılıp yere akıyordu. Ben bunu görünce canım yine çekti. Semra’nın yanına eğilip, sırtındaki dölleri yalamaya başladım. “Carlos’un tadı çok güzelmiş!” dedim. Semra, “Yapma ya, kız gerçekten mi?” diye sordu ve O’da denedi Carlos’un menisini.

O gece hiç uyumak istemiyordum. Semra da benim gibi doymuyordu sikilmeye. Bizim iki Erkek birer Bira içerek, sigaralarını telliyordular. Bitmiş bir halleri vardı onların. Ama ne olursa olsun, ben de Carlos’un o kalın yarrağını götümde hissetmek istiyordum. Semra’ya, “Benim adım Müge’yse, onları bir daha azdırmazsam…” dedim. Semra da, “Kız, sen iyice yarağa hasretmişsin! Ben seni böyle bilmezdim.” dedi.

Sigaralarını bitirdiler, ben onların yanına gidip, masanın üstündeki meyvelerden ikram ettim. Hele bir Elma vardı, aşağı yukarı benim göğsümün büyüklüğünde. Oturduktan sonra Elmayı tam amımın üstüne koydum. Carlos çaktı davayı, eğildi amıma doğru ve elmayı yakalamaya çalışıyordu. Ben de Kafasını amıma bastırıyordum ve aradan elmayı aldım masaya koydum. Am kokusunu alan Carlos delicesine yalıyordu amımı. Masada duran Elmayı Mike kokladı ve ısırdı. Baktım onun siki de yine kalkmaya başlıyordu. Semra’ya, “Yetiş Semra, iki adamı birden idare edemem ki!” diye yardım istedim. Semra da, “Kendin istedin kızım, ben yoruldum, azıcık sizi seyredecem…” dedi.

Siki demir gibi olan Mike yere uzandı ve benim üstüne binmemi istedi. Sikini dikkatlice soktum amıma ve onun üzerinde ata binmiş gibi hopluyordum. Carlos geldi ve beni öne doğru (yani Mike ile dudak dudağa gelecek şekilde) domalttı. Galiba anlamıştım durumu, bunlar beni sandviç şeklinde sikecekti. Carlos sikini kremledi ve dayadı koca yarağını götüme. “Lütfen dikkat et!” dedim ona. Okey işareti verdi. Azar azar, bastıra bastıra, sikinin kafasını zor zahmet soktu götüme. Çok acımıştı girerken, ama sonra rahatlamıştım, içimdeyken. Boş bulunduğum anı bekleyerek, Carlos bir kökledi sikini götüme, acıdan bağıracaktım, kendimi zor tuttum.

Ama ne güzel bir histi, iki Erkek içimdeydi, biri amımı biri de tam anlamıyla götümü dolduruyordu. Mike amımdan, Carlos götümden beni öyle bir siktiler ki, tam yarım saat sürdü. Şahane olan ise, ard-arda boşalmam idi. Artık 3 defa mıydı, yoksa 4 defa mıydı bilmiyorum tam olarak. Mike ve Carlos boşalacakları zaman çıktılar deliklerimden. Ben önlerine diz çöktüm ve onların sikleri ile oynuyordum. Carlos’un sikini yalıyorum ve ona 31 çekiyorum. Birden haber vermeksizin öyle bir boşaldı ki suratıma, dölleri ağzıma, yüzüme ve göğüslerime dağıldı.

Ardından Mike soktu sikini ağzıma ve gırtlağımı sikiyordu. Haber etmeden O’da birden patladı ağzımın içine. Yarısını zaten tadamadan doğrudan Mideye gitti, yarısı da ağzımın içinden, yanaklarımdan dışarı sızıyordu. Öyle bir yorulmuştum ki, duşa gitmeye halim yoktu. Kendimi toparlayıp yinede duşa girdim, mis gibi olup geldim odaya… Bir de ne göreyim: Beni demin siken Carlos ve Mike aynı pozisyonda Semra’yı sikiyorlardı. Yani Carlos amından, Mike ta götünden sikiyorlardı. Semra ise inceden inceden inliyordu. “Kolay gelsin hanfendi!” dedim. “Eeee, bu işler böyle arkadaşım!” dedi muzur muzur gülerekten.

Koltuğa uzandım ve onları seyrediyordum. O Pozisyonu bir görmeniz lazımdı, dayanılmazdı. O kadar yorgunluğa rağmen amım yine kıpırdıyordu. Kalktım ve Mike’ın burnunun önüne amımı dayadım. Bir yandan Semra’yı götten siken Mike, benim temiz amımı görünce yalamaz mı? Hem de ne yalama, çıldırtıyordu beni. Semra’nın götünden çıkıp beni koltuğa yatırdı ve var gücüyle, çok hızlı ve sert şekilde sikti beni. Yani resmen makine gibi, sanki seri üretim yaparcasına sikti ve bana yine öyle bir zevk yaşattı ki, inanılmaz bir şeydi. Mike o akşam o kadar çok boşalmıştı ki, bu sefer boşalmada zorluk çekiyordu. Çöktüm önüne ve emmerek Mike’ı patlattım. Aynı anda Carlos’u da Semra’nın memelerine boşalırken gördüm.

Bir gecede bu kadar sikiş olur mu diye soruyorsanız, evet olur! Ben yaşadım! Hem kızlığım bozuldu, kadın oldum, hem hayatımın sikişini yaşadım, hemde grup seks yaptık. Bu tatil süresince dördümüz yapmadığımız şey bırakmadık. Hatta Semra amında iki tane sik istedi, Carlos ve Mike onun bu isteğini yerine getirdiler. Ben saatbaşı tüm deliklerimden sikilmek istedim. Bir gün zaten bu yüzden sadece odada geçti. Amımızdan götümüzden sadece onların yarakları nasibini almadı, Hıyar, Mum, Şişe gibi cisimler de girdi deliklerimize.

Tamamen yarak hastası ve seks delisi olduk. Tatilden geri döndüğümüzde, bu macerali seks düşkünlüğümüz devam etti. Semra’yla artık beraber bir evde kalıyoruz. Önümüze gelen yakıçıklıları baştan çıkarıp siktiriyoruz kendimizi. Bizi sikecek yaraklar bulamazsak, ben Semra’yı, Semra da beni yalıyor. Gerçi uzun zamandır Semra yalamadı beni. Her gün, her an takılmamıza rağmen onun yalamasını özledim. (Kız Semra, bunları okuyunca, heriflerle bir gece de randevu yapma, benim yatağıma gel, olur mu?)

İşte böyle! Size, ilk kez kızlığımı nasıl deldirdim, ilk kez amımı ve götümü nasıl siktirdim, ilk Lezbiyen ilişkimi ve ilk grup seks yapışımı itiraf etmek istedim. Orospular gibi sikişmemiz ve bu kadar sekse düşkünlüğümüz böyle başladı. Pişman değilim, insanın insanı oldürdüğü bu dünyada, bu kısa hayatta herşey boş. Sizlere derim ki: SİKİŞİN MİLLET!

Hoşçakalın…